SUBÜ 2025-2029 Dönemi Stratejik Plan Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayın açılış oturumunda konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, iş dünyasının sorunlarına çözüm üreten Ar-Ge yapma ve ihtiyaç duyulan nitelikli öğrenciler yetiştirme hedeflerinin yeni stratejik planda da yer almasını arzuladıklarını söyledi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise stratejik planda kurulun yeşil ve dijital beceriler inisiyatifinin dikkate alınması gerekliliğinin önemine dikkat çekti.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin (SUBÜ) 2025-2029 yıllarındaki yol haritasını belirlemek için stratejik plan çalışmaları kapsamında ‘2025-2029 Dönemi Stratejik Plan Çalıştayı’ düzenlendi. NG Güral Otel’de düzenlenen çalıştaya Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Sakarya Valisi Rahmi Doğan, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Arif Bilgin, SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Nuri Koçer, AK Parti İl Başkanı Yunus Tever, akademisyenler, bürokratlar ve dış paydaşlar katıldı. ‘İş Birliği ile Güçlü Gelecek’ teması ile düzenlenen çalıştayın açılışında YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, ‘Türk Yükseköğretiminin Bugünü ve Geleceği’ başlıklı bir sunum yaptı. Çalıştay bölümünde ise 3 oturum düzenlendi. Alana özgü paydaş çalışma gruplarının çalışmalarının ardından değerlendirme sunumları ile çalıştay sona erdi.
5 stratejik amaç
2020-2024 Stratejik Planı çerçevesinde 5 stratejik amaç doğrultusunda çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürdüklerini belirten SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Bugün 8 farklı masada yapacağımız çalıştayımızda 5 stratejik amaç üzerinde çalışacağız. Bu çalıştay sonrası üniversitemizin gelecek 5 yılını planlayacağız. Uluslararası öğrenci sayımız 4 bin 200’ü aştı. 100 farklı ülkeden öğrencimiz var. Üniversite olarak şehrin hemen hemen her yerinde varız. Şehrimizin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fikir Sofraları burada önemli rol oynuyor. Sakarya; sanayi, tarım, turizm, eğitim ve spor şehri. +1 Eğitim Modelimiz ile öğrencilerimizin tamamını bir dönem tam zamanlı olarak iş dünyasına gönderiyoruz. Bunu bir döngü ile yapıyoruz. Bir tarafta üniversitemiz, diğer tarafta iş dünyası, arada ise bağlantıyı sağlayan sivil toplum ve kamu kuruluşları yer alıyor. Bu döngüyü daha güçlü hale getireceğiz. Birçok işletme ile iş birliğimiz var. Talepleri kendi sistemimizden alıyoruz” diye konuştu.
Türkiye ortalamasının üzerinde
İş dünyasından temsilcileri sınıflarda ağırlayarak öğrencilerle buluşturduklarını kaydeden Sarıbıyık, “Her hocamıza dersinin bir saatini iş dünyasından isimlerle gerçekleştirmesini söylüyoruz. Biz +1 Eğitim Modeli ile Kalite Derneği’nden ödül aldık. Araştırma merkezlerimizin sayısı 20’ye ulaştı. Bu merkezlerle entegre çalışan 9 dergimiz yayına devam ediyor. İç kaynak desteklerimizi 14 milyon liranın üzerine çıkardık. URAP sıralamasında ilk olarak 3 yıl önce yer almıştık. Tıp fakültesi olmayan üniversiteler arasında 3 yılda 37 basamak yükseldik. Yıllara göre indeksli yayın ve atıf sayılarımızda düzenli bir artış söz konusu. İlk yüzde 10’luk dergilerdeki yayın oranında Türkiye ortalamasının üzerindeyiz. ISO kalite belgesini aldık. YÖK Engelsiz Üniversite ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Turuncu ve mavi bayrak aldık. Akreditasyona başvurma yeterliliğine sahip tüm birimlerimizde ya akredite olduk ya da devam eden başvurumuz bulunuyor. YÖK İzleme ve Değerlendirme Raporu’nun 3 başlığında ilklerde yer aldık.”
Katılımcıların görüşlerini önemsiyoruz
Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun (YÖKAK) kendilerini genç ve dinamik bir üniversite olarak tanımladığını söyleyen Sarıbıyık, “Daha sonraki ziyarette ise dış paydaşların sorunlarına çözüm üreten bir üniversite olduğumuzu ifade ettiler. Sosyal transkripti önemsiyoruz. İş dünyası artık sadece not başarısına bakmıyor. Farklı alanlardaki çalışmaları da dikkate alıyor. SUBÜ Konuşmaları ile öğrencilerimizin entelektüel gelişimlerine katkı sağlamak için onları Türkiye’nin önde gelen isimleri ile buluşturuyor, bunu bir ders olarak AKTS’ye katkı sunacak şekilde gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de bir ilk olan Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğümüz ile başarılarımızı artırdık. Teknofest, Sosyalfest ve Sağlıkfest’te birincilik ödülleri aldık. Dijital dönüşüm ve veriye dayalı yönetim hedeflerimiz doğrultusunda birçok uygulamayı hayata geçirdik. Kurumsal zekâ uygulamasını bütün sistemin birbiriyle konuşacak şekilde kurguladık. Tüm bu çalışmalarla bugüne kadar geldik. İş dünyasının sorunlarına çözüm üreten Ar-Ge yapma ve ihtiyaç duyulan nitelikli öğrenciler yetiştirme arzusuyla hareket ediyoruz. Değerli katılımcılarımızın görüşlerine de ihtiyaç duyuyoruz. Bu hedeflerin 2025-2029 Stratejik Planı’nda yer almasını arzuluyoruz. Teşrifleri için YÖK Başkanımıza, Valimize, Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum.”
Hedeflerle başarı kaçınılmaz
Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını vurgulayan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, “Şansla da yaşanamıyor. Plansız, programsız ve hedefsiz çalışmalar fayda üretmiyor. Biz de daha önce stratejik planımız için yaptığımız toplantıda hayatın bir plan dahilinde yaşandığını gördük. Dünyayı yaratan Rabbimiz herkesin bölge, iklim ve toprak yapısına göre insanların hayatlarını sürdürmeleri için bir ayarlama yapmıştır. Biz de yaşadığımız bölgede standartlarımızı yükseltmek için istişareyi ve çalışmayı elden bırakmamalıyız. Hedefleri belirlediğimizde başarının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Hayatımızı kervan yolda dizilir mantığıyla sürdürdüğümüz için aynı yerde dönüp durduk. Son yıllarda ise gayretli çalışmalar ve ülke ile bayrağa samimi bağlılıkla hedef ve vizyon belirleyip stratejik çalışmalar yapabiliyoruz. Üniversitelerimizin stratejik planlarını önemsiyor, bunların ülkelerin ve milletin geleceğine iz düşeceğine inanıyoruz. Başta Rektörümüz olmak üzere bu çalışmayı başlatan tüm hocalarımızı tebrik ediyor, katkı sağlayan başta YÖK Başkanımıza ve haziruna teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Sakarya yol kavşakları üzerinde
Türkiye’nin en güzel ilinde, Sapanca Gölü’nün kenarında SUBÜ programında bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirten Sakarya Valisi Rahmi Doğan, “Sakarya olarak tarım, sanayi, turizm ve ticaretiyle iddialı bir şehiriz. Tarihe baktığımızda da Sakarya yol kavşakları üzerinde olmuş. İstanbul’dan birisi doğu istikametine gideceği zaman Sakarya’dan geçmek zorunda. Sakarya’nın ciddi tarımsal kapasitesi var. Aynı zamanda önemli ve büyük yatırımlar yapan sanayi kuruluşlarımız var. Sakarya hâlâ büyük kuruluşlar tarafından yatırım için tercih ediliyor. Üniversitelerimizin burada yol gösterici olması gerekiyor. En büyük sıkıntı öğrencilerimizin iş dünyasına hazır olmaması. İşi iş dünyasına girdikten sonra öğrenmesi. Ancak SUBÜ’nün öncüsü olduğu üniversitelerimiz beceriyi ön plana çıkararak buna çözüm üretiyor. Devlet Planlama Teşkilatı neden kalktı diye hep hayıflanırım. Çok değerli bürokratlar ve vizyon sahibi insanlar yetiştiren bu kurumun eksikliğini başta üniversitelerimiz olmak üzere oluşturulan yeni kurumlarımız giderecektir. Bugün SUBÜ’nün gelecek 5 yılı konuşulacak. İnşallah güzel fikirlerle ülkemize güzel katma değerler oluşturulur. Hayırlı uğurlu olsun.”
Yükseköğretimde nitelik ve nicelik dengesi
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, SUBÜ 2025-2029 Stratejik Plan Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada Türkiye yükseköğretim sisteminin son yıllarda önemli bir dönüşüm yaşadığını belirtti. Ülkedeki üniversite sayısının ve öğrenci sayısının artmasıyla birlikte, yükseköğretime erişimde önemli bir ilerleme kaydedildiğini vurgulayan Özvar, 2023 yılında üniversite sınavlarına başvuran öğrenci sayısının 3,5 milyonu aştığını ve kontenjanların neredeyse tamamen dolduğunu ifade etti. Özvar, yükseköğretimde sadece nicelik değil, niteliğin de önemli olduğuna dikkat çekti. Kadın akademisyen sayısının OECD standartlarına ulaştığını belirten Özvar, YÖK politikalarının olumlu sonuçlar verdiğini söyledi. İstihdam olanakları göz önüne alınarak bazı programların kontenjanlarının azaltıldığını ve yeni programların açıldığını ifade eden Özvar, yükseköğretim sisteminin kalitesini artırmak için akreditasyon ve nitelikli yayın koşullarının önemine değindi. Türkiye’nin Avrupa yükseköğretim alanında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Özvar, üniversitelerin uluslararası öğrenci sayısını artırması gerektiğini söyledi. İş gücü piyasalarının değişen ihtiyaçlarına cevap verebilmek için üniversitelerde yeni beceri ve yetkinliklerin kazandırılması gerektiğini vurgulayan Özvar, yeşil ve dijital beceriler inisiyatifinin önemine dikkat çekti.
Gelecek için önemli adımlar
Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’de yükseköğretime erişimin her geçen gün kolaylaştığını ve öğrenci sayısının hızla arttığını belirtti. Nicelik kadar niteliğin de önemli olduğunun altını çizen Özvar, YÖK’ün kalite güvencesi sistemine büyük önem verdiğini ifade etti. Özvar, üniversitelerin uluslararası alanda daha tanınır hale gelmesi için çalışmalar yaptıklarını ve akreditasyon oranlarını artırmaya çalıştıklarını söyledi. İş dünyasının ihtiyaçlarına cevap verebilmek için üniversitelerde yeni beceri ve yetkinliklerin kazandırılmasının önemine değinen Özvar, yeşil ve dijital dönüşüme ayak uydurmanın gerekliliğini vurguladı. Türkiye yükseköğretim sisteminin geleceği için önemli adımlar attıklarını belirtti. Öğrenci sayısının artmasının yanı sıra, eğitim kalitesini yükseltmek ve üniversitelerin uluslararası alanda daha güçlü konuma gelmesini sağlamak için çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
TYÇ rekabet gücünü artırıyor
İş gücü piyasalarının değişen ihtiyaçlarına cevap verebilmek için üniversitelerin müfredatlarını güncellemesi ve öğrencilere yeni beceriler kazandırması gerektiğini söyleyerek yeşil ve dijital dönüşümün önemine dikkat çeken Özvar, üniversitelerin bu konuda daha aktif rol almasını beklediğini ve stratejik planlarında yer vermesi gerektiğini belirtti. Özvar konuşmasında Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi’nin (TYÇ) önemine de vurgu yaptı. TYÇ sayesinde, Türkiye’de yükseköğretim programlarının uluslararası standartlara uygun hale geldiğini ve mezunların diplomalarının yurt dışında daha kolay tanındığının altını çizdi. Özvar, TYÇ logosu taşıyan programlardan mezun olan öğrencilerin istihdam olanaklarının artacağını ve akademik kariyerlerinde daha başarılı olabileceklerini belirtti. YÖK’ün bu doğrultuda üniversitelerin TYÇ sürecine aktif olarak katılımını teşvik ederek, Türkiye’nin yükseköğretim sisteminin uluslararası rekabet gücünü artırmayı amaçladığını kaydetti.