Salı Sofrası
Alkışların büyüğü J. Szumskiye gidiyor
Sakaryasapor Başkent Ankara deplasmanından hayati ama çok hayati bir üç puanla döndü. Keciörengüçü karşısında çok az kaleye gittik ama valla üç gol bulduk. Sakaryaspor Kazanırken üç kez öne geçti. Sakatlıklar nedeniyle zorunlu değişimlerin devreye girdiği kritik oyunda ilk golü atan D.Saint Loisin sakatlanıp çıkması sonrası oyuna onun yerine giren Mandy in ikinci gole imza atması maçın hikayesi içinde kendine güzel bir an olarak yer buldu. Fernandonun rakip kaleye bindirmelerde etkili olduğu günde, kendi yaptırdığı penaltıdan golü bulması ona artı değer kattı. Ancak oyunun uzatmalarında Simonun arkadan müdahalesine devam diyen hakeme , bu pozisyonu izlemek adına Vardan çağrı alınca bu sefer Keciörengücü adına penaltı kararı çıktı. Karar bana göre doğruydu. Çok bilen yorumculara tavsiyem olsun arkadan yapılan ayak müdahalesine iyi baksınlar ona göre konuşsunlar. Ben renk yorumcusu değilim, neyse o. Neyse ki kalede bu sezon Sakaryasporda altın yılını yaşayan , Görgemin penaltı atışına müthiş refleksle gol şansı vermeyen kalecimiz Szumskimiz vardı. Karşılaşma içinde de müthiş kurtarışlara imza atan Polonyalı kalecimizi ben Ankara’dan gelen kritik üç puanda mu sadenizle onu maçın adam ilan ediyorum.
BU GALİBİYET NE ANLAM TAŞIYOR ?
Keciörengücü deplasmanından gelen ikinci yarının ilk üç puanı ne anlam ifade ediyor. Önce bu galibiyet Iğdır Fk nın Boluya ,Urfanın Ankaragüne kaybetmeleri sonrası bizi düşme hattının üzerine taşıdı . Bitmedi bizimle aynı puanda avarajla üstümüzde olan üç takımı da yakaladık. Sonra ne oldu ? Ne olacak bu galibiyet daha takıma takviyeler yapmayan yönetime bazı ip uçarıda verdi. Örneğin D Saint Louis iki haftadır attığı kritik gollerle takımda kalıcı omaya aday yabancı olarak göze girdi. Başka, başka ne oldu ? Ne olacak bu galibiyet bir çıkışın yukarılara göz kırpmanın ayak izleri olamaz mı ? Neden olmazınki daha bu takımın eksik olan yerlerine yeni isimler gelecek. Ankara üçlü savunma anlayışı ile bir deneme yaşayan, sonra dörtlü savunmaya kuçak açan Mesut Bakkalında elini güçlendirecek. Kim ne derse desin, zorlu süreclerden gecen Sakaryaspora ,Ankara’dan gelen üç puan hayat öpücüğü gibiydi. Bu galibiyet bize değişik hayaller yükledi Hayal kurmak parayla değil ki ,varsın karamsarlıktan sonra bu gün gelinen noktadan daha fazlasını Yeşil siyah hayal hanesine yükleyelim.
BEDAVACILAR ( ÇORUM BAŞKANIN İSYANI )
Çorumspor Başkanı Oğuzhan Yalçının gazete ve sosyal medyaya düşen isyanını okudum. Ne diyor başkan bir dinleyelim mi? Başkan diyor ki öyle taraftarımız var ki aldığı asgari ücretten, biriktirdiği üç beş kuruştan kombine alıyor ,maça giriş bileti alıyor. Kimiler de var ki belli, siyasi görüş çizgisinden yola çıkarak ,Gençlik spor kontenjanından yararlanarak, maçlara beş kuruş para vermeden Protokolde izliyorlar. Bu insanlara sormak isterim kendinizi bedava maçlara yazdırmaktan utanmıyormuşsunuz. Hey Çorumlu Başkan bu sadece senin sorunun değil ki, Sakarya dada aynı sorun mevcut . Birde üstüne üstlük ,iddia odur ki ,besleme taraftarlarda işin cabası. Yani Bay başkan bu konuda sen yalnız değilsin. O saydığın kişiler cezalı maçlar dada tribünlerde yerlerini alıyorlar. Umarım ilinde, umarım bizim ilde sesini duyurmuşundur, duymuşuzdur.
NOT Şimdi sorun o muhteremlere derler ki, sen bilmiyor mu Başkan biz Çorumspora kimliğimizi ön plana taşıyarak neler kazandırıyoruz. Valla derler. nerden mi biliyorum ? Bizim ilde buna benzer laflar kulağımıza çokça konuk oldu. Hadi size bedava seyirler.
SÜPER LİGİMİZ YASAKLI CENNETİ
Türk futbolunun gelişim çizgine, lig kalitesine bakmak için UEFA nın transfer yasağı koyduğu takımlara ,düştükleri duruma bakıp görmek mümkün. Bunun bir adı kötü yönetimlerin faturası olarak önümüze konulsa da ,kötü yapılaşmanın adını da buraya not etmek gerek. Bakınız TFF 1 saymıyorum en önemli büyük ligimizde boy gösteren takımlara bakarak konuşalım. UEFA aşağıdaki takımlara transfere yasağı faturasını çıkarmış. Adana Demire (2) Antalyaya (2) Eyüpe (3) Kayseriye (3) Hataya ve Samsuna ( 2) sezon transfer yasağı gelmiş. Tehlikeye önceden sezen Eyüp, Samsun elini güçlendirirken ,Hatay, Kayseri ve Adana Demirspor o günlerin büyülü ortamı içinde kesenin dengesini iyi kuramayınca transfer yasağı boyunlarına ta kılıverdi. Adana Demir ,Hatay düştü gibi bir şey. Daha önce uyanan elindekilere sarılan Kayseri, Antalya kritik eşikteler. Eyüp, Samsununda yakasında yasaklı apoleti var olmasına varda onlar elindeki kadro yapısını elde tutarak ,akıllı iş yapmanın ,akıllı yapılaşmanın meyvelerini topluyorlar. Bu iki takım lige şampiyonluk parolasıyla çıkan Beşiktaştan bile bu gün için daha iyi konumdalar. Ne demişler iş bilenin, kılıç kuşananındır.
HAKEMLERE BELA OKUYANA BAKIN ( DR AHMET ÇAKAR )
Türk hakemliği bu güne kadar hiç böylesi anlar yaşamamıştı. Her hafta yaşanan hakem hataları, Varın tartışılması bazı gerçeklerin üzerini de örtemiyor. Nedir O ? Liyakatsız TFF ,Liyakatsiz MHK . Ve birde hakemlere Bela okuyacak kadar gözü dönmüş, bir zamanlar DR Ahmet Çakar diye bilinen kardeş. Arkadaş sen ne biçim hakem abisisin be ,Erman Toroğlu ile beraber sadece ekranlarda Hakemlere sallamakla ömür tükettiniz, neden MHK lere girmediniz ? Uzaktan sallamak kolay değil mi. Siz kolay olanı seçtiniz, bu yoldan adınızı spor kamuoyunda duyuruyorsunuz. Size bu günleri hakemliğiniz sağladı, sizde bu yollardan geçtiniz. Hakemlere vurmak çok kolay ,biliyorsunuz ki onlar konuşamazlar. Aynaya bakıp kendisini sorgulamasını istemeyi düşündüğüm, bela okumanın iyi bir şey olmadığını söylemeyi düşündüğüm Ahmet Çakarı hedef koydum ama, MHK nin liyakatsiz, hakemliğe, hakem gelişimine Tarzan, Başkanı Ferhat Gündoğdu ,GS Başakşehir maçını iyi yönetemeyen ,bu konuda şikayet edilen Ali Şans alan için bakın ne demiş ? Bizde ondan kurtulmak istiyoruz ama elimizdeki tecrübeli hakem sayımız azaldı. O yüzden bazen bu tür hakemlere maç veriyoruz demiş. Bay Gündoğdu tecrübeli hakemlerimiz vardı, bunları Kim azalttı be ? Ben söyleyeyim ,büyüklükleri altında ezileceğini anladığın, tecrübeli Hakemleri, içlerinde Cüneyt çakır bile vardı ,bu temizlik operasyonunu sen ateşledin. Baktın gördün gençlik hareketi birden tutmadı, yine döndün tecrübeli hakemlere. Bak Gündoğdu efendi, Ali Şansalan iyi hakem olmayabilir ,ancak MHK nin başı olarak böyle bir laf etmen sana hiç ama hiç yakışmıyor. Duyumlarıma görede devre arası seminerinde Hakemlerle ilgili yeni adımlar atılacakmış. Hadi hayırlısı. Bir işin ehli olmayan ,TFF nin gözünün içine bakan MHK , kulüplerden ürken biir yapının içinden ben ,sağlıklı çocuk çıkacağını düşünemiyorum.
ESERİNİZLE ÖVÜNÜN ( RECEP UCARAKULAK VERİN )
Türk futbolunun tepesi ligte, son nüç yıldır esen rekabet rüzgarı akla ziyan hakem hataları, yönetici atışmaları ,her maç sonrası kaybedenin hakemlere yüklendiği atışmalara sahne oldu. Futbolda rekabet olacak eyvallah, ancak o rekabet temiz olacak, hakem yönetimleri, var kararları adil olacak. Kaybedilen bir iki puan sonrası hakemleri tehdit eden teknik adamlar gördü bu lig. Her kaybedilen puan sonrası hakemlerin, varın hedef tahtasına konduğunu, iki takım bazen üç takım, bazen dört takım üzerinden dinlerken, çekilmez hale gelen bir lig tiyatrosu karşımıza çıktı. Konyaspor ,Fenerbahce maçı sonrası Konyaspor teknik sorumlusu Recep Uçar kaybettikleri maçın ardından kendi adına takımı adına öz eleştiri yaptıktan sonra bakın ne dedi? Hey futbolu yönetenler, Hey Galatasaray, Hey Fenerbahce, şampiyonluğa endeksli hırsınız, rekabetiniz , bakın Türk Futbolunu nereye taşıdı? Sizin bu yarışınız, Ne sahadaki, nede Vardaki hakemler, sizin bu rekabetiniz bazen onların daha adil kararlar vermesini, özgür iradeleriyle oynanan oyuna çoğu kez adalet yüklemekten uzak bıraktığını bir iddia olarak bu masanın üstüne koymak gerek. Ben kendi adıma Recep Uçar hocayı genel anlamda haklı bulduğumu buraya not edip, bitmeyen senfoni gibi karşımızda duran bu sözlerine buradan el veriyorum.
NOT Rekabet te tamam ancak ,illa ben şampiyon olayım hırsı içinde aklın Hırsın esiri olduğu gerçeğini de benim sofranın üstüne koymak isterim.
12 DEN VURMUŞ ( BİR BASIN YAKIŞTIRMASI )
Bizim yaşımız kemale erdi, bu işi gençler yapacak. Amma velakin onların bu işi yaparken manşet atmak ,resim çekmek yerine oynanan oyunu ve içinden çıkan sonuca abartı yaparken, bu skorun neden oluşturduğunun da içini doldurmak gerek. Genç bir meslektaşım Serdivansporun Kocaali Sahili 12-0 yenmesi sonrası manşeti şöyle atmış, Serdivan 12 den vurdu. Ne güzel değil mi, bu skor nasıl oluşmuş ,Kocaali Sahilin güçü ne kadar ,Serdivan’a nasıl geldi? Bunları araştırma gereği duymadan at manşeti, geç köşeye. Ben söyleyeyim Kocaali Sahil o maça çıkmayacaktı, peki neden çıktı? Neden olacak çıkmasaydı sadece hükmen mağlubiyet değil, olası düşmede puan eşitliğinde Hükmen yenilgi, düşme nedeni olarak karşısına çıkacaktı. Bu gün zor günler yaşayan, transfer yapamazsa düşme olasılığı olan bir takımdan bahsederken, bazı ayrıntıları bilmek gerek. Gazetecilik günün olayına göre değil, günün skoruna göre değil ,araştırarak ,bazı gerçekleri bilerek yazma sanatıdır. Bilmem bir şeyler anlatabildim mi?
KAZIMPAŞA BİRLİKİN İTİRAZ MATİNESİ ÜZERİNE
Kazımpaşa Birlik lider tanksporla oynadığı maçı 3-0 kaybederken çok kötü oynadı. Playofu hedefleyen Behçet Durakla çıkış yakalayan bu takımın maç oynanırken, maç sonu yönetimsel anlamda takındığı tavrı kendilerine yakıştıramadım. Bu konuda tribündeki sağ duyulu yöneticileri, bırakın hakemleri siz kendinize bakın isyanını da buraya not etmek gerek. Maalesef bazı şov meraklısı yönetici tipleri çıkıyor ortaya, bir cuval inciri berbat ediyor. Sahadaki yenilginin faturasını hakemlere kesmek isteyenler, bakınız efendiler ,yediğiniz ,Furkan İğdenin kesip ortaladığı topta atılan Doğancının golü temiz. Ofsayt değil, top ortalanırken çıktıysa da hakaret yağmuruna tuttuğunuz Oğuzhan Çinin hiçbir sucu yok. Çünkü topun çıkıp çıkmadığına pozisyona yakın olan Orta hakem olmadı bir nolu yardımcı hakem karar verir. Siz suçlu arıyorsanız eğer oynadığınız oyuna bir bakın. Bu arada tecrübeli kaleci İsmail’in oyun içinde ve oyun sonrası sergilediği tutum ve davranış tecrübe yüklü kalecilik geçmişine yakışmadı. Gördüklerimiz içinde önümüze koyduğumuz notlardan çok şey yazılır çizilir de bu günlük bu kadarla sınırlı kalsın.
