1. Haberler
  2. Yazar Köşesi
  3. Salı Sofrası Kabustan uyanışın hikayesi

Salı Sofrası Kabustan uyanışın hikayesi

featured

Salı Sofrası

Kabustan uyanışın hikayesi

Sakaryaspor iç sahada oynayacağı en kolay gibi gözüken maçı kazanırken öldü, öldü dirildi. Yeşil Siyahlılar Adanaspor karşısında çok kötü bir ilk yarı oynadılar. Sadece Burak Çobanla karşı kaleye  yüklenmeye çalışan Sakaryaspor koskoca kırk beş dakikada oynadığı futbolla boş tribünler önünde hayal kırıklığı yarattı. Sadece Mandyin dokunamadığı bir yan toptan başkasını hatırlayamıyoruz.  Seyirci demişken ,Sakaryasporzorda  ,Sakaryaspor  kümede kalma hesapları yaparken nerede bu taraftar? Neden sakaryasporu yalnız bıraktılar? Bunun adı yönetime tepkimi, takıma güvensizlik mi, yönetime tepkimi? Bunlardan birini siz seçerken gelin biz maçın hikayesi içinde çok farklı gecen ikinci yarıya ,geriye düştüğümüz maçtan çıkan üç puanın hikayesine doğru uzanalım.

CABUK REAKSİYON VERDİK

Sakaryaspor Adanaspor karşısında ikinci yarıya daha istekli başladı. Hücumda yine başrollerde Burak Çoban vardı. Bu arkadaşın futbol iştahına ,golü çok aramasına sözüm yokta ,çok kaçırdı, çok. Bu arada  Adanaspor  59 dakikada Çıkalleshi ile savunmandaki Kahraman ve N. NKoulcunun arasından söküp aldığı topla ağlarımızı sarstı. Eyvah ne oluyor bize derken Kahramanın köşe vuruşundan gelen topa iyi yükselişle bulduğumuz erken gol, bizi bir kez daha üç puan hesapları içine itti.

PÜRENDEN DOKUNUŞ

İlker Püren tel tel dökülen Simonun yerine Emre Demiri oyuna alırken Sakaryaspor geriye düşmüştü. Sonra ne oldu? Emre Demirin oyuna girişi ile ofansta Adanaspor kalesine yükselimisin ayak izleri sahneye çıktı. Burak Çoban  bu süreçte çok kaçırmasaydı, bulduğu pozisyonları iyi değerlendirebilseydi, Adana karşısında çok önceden sonuca gidebilirdik. Bu süreçte o kadar çok gol kaçırıyorduk ki, Kahramanın beraberlik golünden sonsa kaçan pozisyonlar sonarı Menday ile İzogovicin birbirlerine girdiğini gördük. Bana göre İzoviçin penaltısıyla gelen galibiyet bu maçta çok gol kaçıran Burak Çobanı da unuturdu. Bu maçta puan kaybı yaşansaydı Burak Çoban ve kaçırdıkları çok konuşulurdu. Yine de hücumda Burak Çobandan gerisi yalan diyerek ona da   kazanılan üç puandan  bir parca pay uzatalım da gönlü olsun.

VAR DEVREYE GİRİYOR

Sakaryasporun Emre Demirin girişiyle karşı kaleye yıktığı oyunun içinden bizi yaşama bir penaltı golü döndürdü. 83 Dakikada ceza sahası içinde Adanasporlu oyuncunun Emre Demire kontrolsuz girişini maçın hakemi devam ettirdi. Fakat bu arada Vardaki Ali Şansalan devreye girip ,incele talimatı gelince, maçın hakemi gitti izledi ve kontrolsüz temaslı müdahale için penaltıyı çaldı. Sakaryaspora geldiği günden beri iyi penaltı attığına tanık olduğumuz İzogoviç penaltıyı ağlara gönderdi ve Adanaspor önünde göreceğimiz sonu puan kaybı ile bitebilecek bir kabustan uyandık. Sonuç Sakaryaspor iyi oynamıyor, Sakaryasporda  bu teknik adam takım içinde rekabet yaratamıyor, elindeki kadroyu adil olarak sahaya süremiyor. Ne diyelim Allah sonumuzu hayır etsin. Unutmadan penaltıya sebebiyet veren Can Esen duman ikinci sarıdan atılınca Adanaspor bu dakikadan sonra sahada on kişi ile mücadele etti.

SPORCU AHLAKI ( GABRİEL PAULİSTA )

Ulu Önderimiz, Dünya liderimiz Mustafa Kemal Atatürk sporu, sporcuyu tarif ederken ne demişti ? Ben Sporcunun zeki ve ahlaklısını severim. Bu gün Atamızın tarif ettiği sporcu,teknik adam ne kadar kaldı bilinmez, ancak uzun zamandan beri sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı kalan ,Beşiktaş’ın savunmasına sezon başı oynadığı futbolla hayat veren Berezilyalı stober Gabriel Paulistanın sakatlık sonrası takımına dönüş yapıp oynamaya başladıktan sonra sonra hünkür hünkür ağlayarak söylediği sözler beni etkiledi. Her maçta son maçımmış gibi oynamak zorundayım. Bu takım bana bu kadar para veriyor ,sözleşmemin karşılığını vermeliyim. Duyarlı bir profosyenel yabancı. Duyarlı olmayan oynasın oynamasın sadece alacağı parayı düşünen bir çok yabancı gördüğümüz için aldım Paulistayı ,örnek teşkil edecek düşüncelerinden dolayı benim sofranın üstüne koydum. Hemen vurgu yapayım, onun uzun süren sakatlığında Beşiktaş savunması bir türlü ayaklarının üzerinde duramadı. Bu sezonun erken çöküş hikayesinde onun yokluğunu da bu yakıştırmanın içinde ağırlamak gerek. Galatasaray derbisinde bunu bir kez daha test etme fırsatımız oldu.

NEREDEN NEREYE ( DENİZLİSPOR HİKAYESİ )

Kötü yönetilen, yanlış yapılaşmanın bir takımı nereden nereye sürüklediğine bir örnekte Denizli’den geldi. Süper ligden düşüş, TFF 1 de çırpınış, sonra TFF 2  derken TFF 3 lig. Ve şimdide Amatör küme için futbol canları çalmaya başladı. Bu Denizlisporun bir zamanlar avrupaya kadar açılan penceresi vardı.  Çıkarcı, bilinçsiz yönetici tiplerinin ellerinde bu günlere gelen takım olmak adına Denizlispor sadece bir örnek değil ki. Bu sayfayı okuyanlar, takip edenler bilirler biz Denizlispor gibi yığınla takım örneği verdik, vermeye devam ediyoruz. Bu örnekler Denizlisporla sınırlı kalmayacak. Türk futbolunda hesapsız kitapsız yapılan yapılaşmanın içinde içinde, özellikle ,zamanında yapılmayan ödemelerin yabancı transferlerini açtığı kapatılmayan delikler, bir çok takımızın geleceğin kararttı. Paralarını tahsil etmek için UEFA kapısına koşanlar mı ,yoksa takımlarımızı bilinçsiz transfer politikalarıyla bu hale getirenler mi suçlu? Tabi ki sürecin yönetici tipleri birinci derecede suclu koltuğuna oturtulur. Biz hala  Takımlarımızı teslim ettiğimiz yöneticileri iyi edüt etmez, onların attığı yanlış adımları erken fark etmez isek daha çok Denizli hikayeleri dinleriz. Durun durun Beşiktaş hikayesi var ,Hasan Aratın, ondan önceki Başkan Ahmet Nur Cebinin elinde koskoca Kartalın borç yükü altına sokulduğu gerçeği ortada duruyor. Yeni Başkan Serdar Adalı ,Beşiktaş’ı kötü yönetenlerden bunun hesabını sormak adına Hasan Aratı aklamadıklarını, gecen yönetimlerin yanlışlarının da peşinde olacaklarını Gürses’le haykırdı. Ne diyelim Allah Sakaryasporumuzu korusun. Valla bu gün ki koşullarda bir düşersek var ya, başımıza gelecekleri düşünmek bile istemiyorum.

RÜZGAR VE MEHMET TÜRKMEN

Bazen bir insanın ,bir sporcunun önüne hiç beklemediği an bir şan talih kuşu konar. Ben size bu gün buna örnek iki isim vereceğim. Sakarya’nın Sapanca alt yapısında yetişen ,geleceği olan kaleci olarak gösterilen Rüzgar, takımda  bütün kalecilerin ya sakat yada sarı kart cezalısı olduğu için birden kendini  Bodrumsporun Fenerbahce ile oynadığı maçta  kendini kalede buldu. Rüzgar futbol kariyerine bir büyük takımın maçında kaleye gecerek oynama şansını yakalayarak tüm medyanın diline düştü. Yediği hatalı bir gol sonrası hem golü atan takımın oyuncuları, hem takım arkadaşları maç iççinde ve maç sonunda ona testek oldular. Müsabaka sonunda Fenerbahce kalecisi İrfan Canın onu kucaklayıp öperek teselli vermesi iki genç kaleci dayanışması olarak görüntüler arasında yer aldı. Sapancalı Rüzgar için bu bir şans mıydı, yoksa bir talihsizlik miydi bilemem ,ancak geleceği olan bir kaleci olmaya Rüzgar bu ele gecen fırsatın peşinden koşmaya devam etmeli. Bazen böylesi fırsatlar  bir sporcunun geleceğine yol verebiliyor. Gelin Rüzgardan sonra bir hakem örneği verelim. Biliyorsunuz Türkiye’nin Elit hakem kategorisinde bir hakemi var ,Halil Umut Meler. Meler son olarak UEFA Uluslar B / C ligi Play-off turunda oynanan İrlanda Cumhuriyeti -Bulgaristan maçını sakatlığı nedeniyle tamamlayamadı. İkinci devreye onun yerine MHK nın gençliğinden etkilenerek FİFA yaptığı, maçın dördüncü hakemi Mehmet Türkmen maçın ikinci yarısını yönetti. Bu çiçeği burnunda FİFA hakemi, daha UEFA da küçük yaş grubu maçları yöneten  Mehmet Türkmen adına bir şans olur. Bu tip şanslardan bir çok iyi hakemler çıktığı bilinir. Umarım  bu genç hakemimiz, İrlanda -Bulgaristan maçındaki 45 dakikalık yönetimi  ikinci yarıdaki hakem performansı ilerde önüneiyibir şans olarak çıkar.

ŞOVMENLER

GS Kupada Morinyolu Fenerbahçe’yi sahasında bir  kez daha yendi. O kazanmış bu kazanmış, ben işin orasına bakmayacağım. Maç sonu Okan Buruk’un hakemleri tebrik ettikten sonra yaptığı yumruk şova Morinyonun verdiği kar şıllığı santranın tam göbeğine koyacağım. Morinyo efendi karşındaki takım seni kendi evinde hem ligte ,hem kupada yenmiş, bırak da  seni yenen takımın teknik adamı sevinsin. Rakibinin teknik adamının burnunu sıkmakta neyin nesi? Ben söyleyeyim hazımsızlıktan başka bir şey değil. Gelelim sana her gecen gün daha itici olan Okan Buruk bey, kardeş adam senin sadece burnunu sıktı be ,bu hareketten sonra ,sanki Mayk Tayasından yumruk yemişçesine kendini yere atıp tepelenmen neyin nesi oluyor. Bu iki teknik adamda şovmen, bunlar kaostan besleniyorlar. Bu tip görüntüler, hakem hatalarıyla ,TFF nin takım rengine göre kendine yön verdiği kararlarıyla beslenen ligimizi dahada çekilmez hale getirirken ,dünyaya rezil oluyoruz vesselam. Ha bu olaydan sonra Morinyo da karizmasının çizildiğini düşünüyorum. Bir şey daha düşünüyorum, hiç kimse Galatasarayın bu gün ki durumuna fazla yakıştırma falan yapmasın,Bu GS. bu gün Türkiyenin en iyi oyuncu grubuna sahip, en iyi takımı ,gerisi renk aşıklarının bileceği bir iş. Yiğidi öldürürken hakkını da vermek gerek.

KARAOĞLANMI SUÇLU ?

Beşiktaş GS derbisini kazandıktan sonra elinde kalan tek sermaye olan Kupada Göztepe’ye kaybederek büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Maç sonrası herkes müsabakanın Sakaryalı hakemi Atilla Karaoğlana yüklendi. Haklımaydılar ? Tabi ki hayır. Sahaya rotasyonlu kadro süren bay Ole Gunnar Sol skjaer in bu işte en büyük yanlışı yaptığını ,bu yanlışında Beşiktaşın ipini öçektiğini düşünüyorum. Arkadaş elinde GS derbisini kazanmış moralli bir kadro varken Rotasyonda neyin nesi oluyor. Talip Talhanın savunmaya ,Ersinin kaleye geçtiği Göztepe maçında öne gecen Beşiktaş Talip Talha’nın son adam pozisyonunda kırmızı kart görmesi Beyaz geceyi, siyaha cevirdi. Kimse Atilla Karaoğlanı günah keçisi ilan etmesin. Kırmızı kart doğru ,Beşiktaş lehine verilmesi gereken penaltı, içerde değil dışardaydı. Zaten içerde olsa  bu pozisyonda Var devreye girerdi. Bitmedi ,Beşiktaş aleyhine verilen penaltıda penaltıydı. Sözün özü Beşiktaşın ipini Atilla Karaoğlan değil ,Beşiktaş’ın oyuncu tercihleri çekti. Ne Talip Talha  nede kaleci Ersin Beşiktaş’ın oyuncuları değiller Bay Ole Gunner Solskjaer, umarım elindeki Beşiktaş kadrosunu daha iyi edüt edersin. Bu arada şunu da söyleyeyim ben Atilla Karaoğlan hayranı falan değilim. O benim ilimin hakemlikte marka değerini en yukarıya taşıyan ismi,onun oralarda kalmasını yürekten isterim, Yanlışı olursa yazarım .Ben eğriye eğri, doğruya doğru olarak bakar ona göre yorum yaparım. Ben renke göre  ayırım yapan ,kalem oynatan  yorumcu değilim.

HEY GİDİ AYDIN İSMAİ AĞBİ  ,HEY GİDİ APO AĞBİ

İsmail Aydın bu şehrin iş hayatında ,spordahayatında, sporda ismi gecen önemli bir fikriydi. 83 Yıllık Adapazarlılık duruşu içinde özellikle sporda kaleci, iş hayatında iyi resim ceken, Sakarya medyasında kendine has uslumu ile yazılar yazan İsmail Aydın artık yok. Onunla Vagon Sanayide başlayan dostluğumuz, sahalara taşınan amatör futboldaki rakip oluşumuz, yetmedi Akşam Haberlerinde, Bizim Sakarya’da süre gelen birlikteliklerimiz in içi anılarla yüklü. Sözün özü İsmail Aydın yaşama alzaymır hastası olarak veda etti. İyi ki daha fazla çekmeden Allah emanetini geri aldı. İsmail Aydına Allahtan rahmet ,onu seven yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Gelin şimdide aynı gün Karaaptilere doğru yol alalım. Köfteci Apo olarak bilinen Abdullah Gözde İsmail Aydınla aynı gün ebediyete uğurlandı. K. Akınsporda oynarken ,daha sonraki yıllarda köftesini yediğimin hoş sohbet dostluğum olan Apdullah Göz ağabilmede yaşım gereği yaşanmışlıklarım var. Yaşamının son günlerinde telefon trafiği içinde geçmişin anılarını yaşadığım Köfteci Apo abimde artık yok. İsmail Aydın iyi bir Adapazarlıydı, Köfteci Apoda Sakarya’nın doğa harikası köylerinden Karaaptilerin renkli yüzüydü. benim sofra eliyle ikisine de Allahtan rahmet diliyorum. Bir varmış bir yokmuş misali yaşadılar ve gidecekleri yere gittiler.

Salı Sofrası Kabustan uyanışın hikayesi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sakarya Son Dakika Haberleri - Sakarya'nın Gündemi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!