Çıkarcı Papaz mısınız Sakaryasporlu mu?
Onca maçtır Sakaryaspor’u merak etmeyen Adapazarlılar yağmur çamur soğuk hava dinlemedi, Beşiktaş’ı görmek için stada koştu. Oysa 80’lerde çıkış yapan, o on yılın sonunda Türkiye kupasını kazanan ve yetiştirdiği sayısız milli oyuncuyla Türk futbolunda özel bir yeri olan Sakaryaspor’un şimdiye kadar kendine has taraftar kitlesini oluşturmuş olması gerekirdi. Sadece başarıda, sadece play-off mevsiminde, sadece iyi futbolcuları izlemeye gitmekle Sakaryasporlu olunuyor mu? Bu bildiğin çıkarcı papaz değil mi? Şu ana kadar içerideki tüm maçlara gitmiş bir taraftar olarak bu yapmacıklığı protesto etmek için Beşiktaş maçına gitmedim, yeğenimi de götürmedim. Yine olsa yine aynı tavrı alırım.
Kalıcı taraftar bir yana, şehirdeki futbolseverlerin maça çekilememesi konusunda yönetimin bilet fiyatlarında bir jest yapmaması da etkili oldu. Bu konuda başkan Cumhur Genç’in başka bir strateji izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Bazı kulüplerde görüyoruz; öğrenci indirimi, arkadaş indirimi gibi uygulamalarla daha çok taraftar toplamak hedefleniyor. Ya da son beş maça gelmiş taraftarlara ayrı bir indirim gibi sporseverlere hedef koyan sürpriz kampanyalar düzenlenebilir. Nehrin Çocukları projesi kapsamında tribüne alınan öğrenci sayısı artırılabilir, buraya liselerden destek olacak öğrenci grupları örgütlenebilir. Sakaryaspor taraftarı bu konuda yönetimden bir hamle bekliyor.
Beşiktaş karşısında Sakaryaspor galibiyeti kaçırdı desek abartmış olmayız herhalde. En azından beraberlik maçın tam hakkıydı iddiasına kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum. Kendi on birimiz pozisyon almak noktasında gayet olgundu, birkaç hata dışında sırıtan bir kopukluk, bir açıklık oluşmadı. Savunma göbek ikilisinde Donkor ve Rotman iyi iş çıkarabileceğini gösterdi. İlk yarıda beklerimiz kendinden bekleneni yaptı. Özellikle Oğuz’un ön tarafı zorlaması, topla rahat hareketleri ve savunmada da tam performans oyununa devam etmesi takdire şayan. Ali Ülgen’e kıyasla Oğuz daha enerjik bir görüntü vermeye devam ediyor. Bülent Uzun’un hücum noktasında Oğuz’a yaklaşacak bir payı halen var. Bunu yapabilecek kalitesi olduğu da belli. Sadece kafa olarak kendine biraz daha güvenmesi gerekiyor.
Orta alanda en makul üçlüyle oynadık diyebiliriz. Şu ana kadar Sinan ve Hasan bu ligde izlediğimiz seviyelerinin altında kalmaya devam ediyor ama yine de olumlu bir ivmeleri de yok değil. Murat Cem bu bölgede ilk anına göre en hazır hale gelen oyuncu. Roshi ve Del Valle yine iyilerden. Özellikle Del Valle sanki artık tam bir Del Valle! Kasongo’da geçen yıla göre bir düşüş olduğu kanısındayım. Gol atıp atmamasına bakmadan bazı pozisyonlarda topla olan teması eskiye göre daha kaba geliyor bana. Attığı goldeki vuruş ona ait değil sanki. Kasongo’yu kulübeden tehdit edecek iyi bir golcüye o kadar ihtiyaç var ki. Dino’nun sakatlığı, Rashad’ın şu anki yetersizliği Kasongo’yu bir miktar rahatlatıyor olabilir. Bu bölgeye iyi bir yerli forvet-santrafor ihtiyacı olduğu bariz. Boluspor’daki Berk, Manisa Fk’daki Burak Çoban, bu hafta karşımıza çıkacak olan Eren Tozlu ilk aklıma gelenler. Bu bölgeyi kuvvetlendirebilirsek sanki daha bir tamamına ermiş olacağız.
Zemin konusunda aşırı yağmura rağmen yüzümüzü karartmayan bir görüntü oluştu. Eğer bu yağmura sezon başında yakalansaydık birkaç ay sahaya veda ederdik sanırım. Cuma akşamına kadar sağanak yağışlar devam ediyor. Erzurum kış sezonunu ağır saha şartlarında oynamaya alışık bir takım. Bu iki günde daha fazla yağmur alırsak, zemin tamamen aleyhimize dönebilir. Buna tedbir olarak sahayı korumak adına bir branda formülü uygulanabilir mi? Sahanın hava ve güneş almasını engellemeyecek ama aşırı yağışı kesecek bir branda ile hassas olan çimenimiz korunabilir.