SAKARYASPOR-SERİK BELEDİYESPOR
Özel nedenlerden dolayı uzunca zamandır yazı yazmıyorum. Kış olduğuna takvime bakmadan inanmayacağımız bir günde bu sezon Sakaryaspor’u ilk kez izledim.
Önce saha içine değinirsek;
Geçen seneki kadronun önemli bir kısmı gitmiş ve sil baştan bir kadro kurulmuş. Defans hattını seyrek Serik hücumlarında kötü bulmasam da sezon boyunca başımıza iş açamaz da diyemem. Orta saha nispeten sağlam ama o denli de hızlı olamayan oyunculardan oluşuyor. Üçüncü bölgede ise özellikle sağ kanattan etkili ortalar gelmediğini gördük. İlk gol kornerden ikincisi de epey acemi bir defans-kaleci anlaşmazlığından geldi.
Ben skor avantajını alan bir takımın daha çok topa hükmetmesini beklerdi. Özellikle rakip on kişi kaldıktan sonraki oyun tarzı hiç de hoşuma gitmedi ki bu anlarda açıkçası eksik Serik takımı daha iyiydi. Ancak evinde şu ana dek oynadığı 9 maçın 8 tanesini kazanan sadece bir maçta berabere kalan, toplamda 3 gol yiyip 17 averaj yapan bir takımın da hakkını vermek gerekli.
Şunu gözden kaçırmamak gerekli. Yorumunu yaptığımız takım Antalya’nın üçüncü sıradaki, mütevazi bir ekibi. Süper ligde iki ekibi olan Antalya şehrinin kaymağından hiç de yararlanmayan bir ekip .
Sakaryaspor Serik ile değil Antalyaspor ile rakip olmalıydı. Geçmişin büyük hatalarını çabucak bertaraf etmeli ve bu sezon hemen TFF.1.lige çıkılmalı. Her geçen sene kalitesi düşen lig yapısı içinde namağlup Sakaryaspor sezonu rahatlıkla ilk sırada kapatabilir.
Şehirdeki ilgisizlik çok dikkat çekici. Pazar günü, oldukça elverişli bir havada oynanan karşılaşmada protokol tribünü bile yarı yarıya boştu. Üstelik burada da şehrin yerel yöneticilerinden hiç kimse yoktu.(Sakarya Valisi’nin maraton tribününde gençlerle maçı izlediğini de not düşmek gerekli) Lider bir takımın iç saha maçında kulüp yönetimi tam kadro statta olmaz mı? Ya eski başkanlar! Bülent Yılmaz dışında kimse yoktu ki o da Sakaryaspor sevgisinin dozajını kalbinde hiç azaltmayan biri. Protokoldeki kalite düşüklüğü üzücüydü ve bir başka üzücü olan da seyircinin ilgisizliği…
Lider bir takım bu kadar az seyirciye oynamamalı. Ligdeki puan durumunu bilmeyen biri bu maçın ambiyansına bakarak 15. ile 16. nın maçı zannderdi Pazar günkü müsabakayı.
İki hafta önce İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaydım. Ondan önce de Kasımpaşa stadında…Trabzon Medical Park’ı da içine katarsak bu ülkede akustiği en iyi statlardan birinin Sakarya Stadı olduğunu belirtmeliyim. 1.000 kişi 10.000 kişilik ses yansıması yapabiliyor. Bu yönüyle bu statta maç izlemek ve seyirci olmak diğer statlara göre çok daha iyi. Şehir halkı bunu, uygun bilet fiyatlarını ve takımın lider konumunu kullanmalı, maçlara gelmeli.
Kalite düşüklüğü Tatanga adı verilen taraftar topluluğunda da kendini gösteriyor. Ortada hiçbir yaratıcılık yok hala ‘körfez’ takıntısı ile günlerini geçiriyorlar. Her birine sorsan:
‘Sakaryaspor ile Kocaelispor arasında adamakıllı hangi olay yaşandı da siz böyle düşmanca tezahürat yapıyorsunuz?’ hiçbiri cevap veremez. Çünkü öyle bir şey yok ki geçmişte. Lise çağındaki çocuklar bilmedikleri bir düşmana karşı cahilce bağırıyorlar. Üstelik o düşman (!) BAL ‘dan gelip TFF 1.lige çıkarken sen yanından geçen takıma bakakaldın ,durdun.
Maddi bir kriz yaşanmazsa -ki belediyenin yüklendiği bu mali yapı içinde böyle bir şey şimdilik gözükmüyor- Sakaryaspor bu sezon içinde bulunduğu elverişli grupta fırsatı kaçırmamalı.