Kahvelerde, sokaklarda halsiz korkuluk gibi koşmaya üşenen oyuncular için bir tabir kullanılır: Dökülüyorlar. Bandırmaspor karşısında oyuncularımız gerçekten döküldü. Keşke mecaz olsa, keşke abartıyor olsam. ‘’Üst üste iki pas yapamıyorlar’’ deyimi zaman zaman mübalağa edilerek kullanılır, maalesef bu maçta gerçek oldu.
Rakiplerimize göre en üstün olmamız gereken tanışık olmak, geçen senenin iskeletini koruyor olmak bile aleyhimize işledi. Sanki futbolcularımız daha yeni bir araya gelmiş, birinin attığı pas Konya’ya giderken diğeri Bursa’ya doğru koşmaya başlıyor.
Sadece pas alışverişi değil, futbolcuların enerjileri, koşma istekleri de neredeyse yok gibiydi. Ne bir yardımlaşma ne bir kademe. Gerçekten Sakaryaspor özellikle ikinci yarı sahada yok gibiydi. Maçın hakkı 5-1, 6-1 gibi skorlardı. Yediği ilk golde hatası olsa da farkı büyütmeyen Cihan’ı ve kale direğini olumlu anmalıyız.
Hakkını yememek için söylemek gerekirse, takımın maça Bandırmaspor’dan daha iyi başladığını ifade etmemiz gerekir. Başlangıçta sahada daha özgüvenle yayıldık. Ne olduysa ikinci yarı oldu. Bu da takımın yaz kampındaki kondisyon yüklemelerinde bir sorun mu var şüphesini doğurdu. Halısahadan daha yeni büyük sahaya geçmiş bir oyuncu grubu nasıl alanını kapatamaz, saha onlara büyük gelirse, yılların profesyonel sporcuları tıknefes, Bandırmaspor ’un ataklarını seyre daldı.
Halbuki Taner Taşkın takımları mücadelesiyle, ön taraftaki baskısıyla bilinir. Geçen sezonun ilk haftalarında Keçirörengücü’yle bizi nasıl boğduklarını hatırlayın. Ne oluyor ne ediyor bizim beğenerek, imrenerek transfer ettiğimiz kişiler, bize gelince o görüntülerinden uzaklaşıyor, girdabımızda bizim stresimizle kendilerini kaybediyor. Buna futbolculardan da örnek verelim: Hemşerimiz Mikail Okyar gerçekten Keçiörengücü’ndeki ısıran, yoran, koşan Mikail mi? Sahiden o pire gibi her yere giren, cımbız paslarıyla asist krallığına oynayan Nalepa nerede? Camiamızda kötü bir enerji var, kara delik gibi yakınından geçenleri de yutuyor.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Taner Taşkın’ın istifa etme teklifinin çok erken olduğunu düşünüyorum. Evet, üç haftadır galip gelemiyoruz, evet dökülüyoruz ama sonuçta daha dördüncü hafta. Bu takımı kuran, bu takımla uzun zamandır çalışan hocayı çabuk harcamamak gerek. Kaldı ki Taner Taşkın’ın ruhu, oyun anlayışı bize uyan türden. Sadece şu anda bunu teoriden pratiğe dökemiyor. Kadir Korkut