Mental Olgunluk
Daha önce Sakaryaspor’da bir kondisyon sorunu mu var diye sorgulamıştık. Bunu da öne geçtiğimiz maçları koruyamadığımız anları örnekleyerek temellendirmiş, yaz dönemi iyi çalışılmamış olma ihtimalinden şüphelenmiştik. Son üç deplasman maçında Altay, Bolu ve Keçiören gücü gibi takımlara üstünlük kuran Sakaryaspor’un bu maçları galibiyetle de taçlandırmış olması, gözleri içeride kaybedilen puanlara çevirdi. Sezon başından beri Gençlerbirliği, Ümraniye, Urfa ve Erzurum ile Adapazarı’nda berabere kalırken Bodrumspor’a da yenildik. Bu maçlardan Bodrumspor dışındakilerin hepsi kazanılabilecek oyun şartları içerisinde tamamlandı. Özellikle içerideki son maçlarımız Urfa ve Erzurum, deplasmandaki galibiyetlere rağmen takımımızın bir konuda henüz eksik kaldığını gösterdi: Mental Olgunluk.
Sakaryaspor o maçları sonuna kadar ciddi götürse, koşu temposunu, baskı gücünü düşürmese hepimiz biliyoruz ki o maçları da kazanacaktı. Belki de bunun önüne geçmenin en temel yolu kondisyon gücünü artırmakken, ikinci seçenek de prim sisteminde tek farklı galibiyetle iki ya da üç farklı galibiyet arasına bariz farklar koymak olabilir. Eğer oyuncu grubu tek farklı galibiyetin üzerine yatarak maçı bitirmeyi tercih ediyor ve takım bundan zarar görüyorsa, bunun zıttı olan durumun daha kuvvetli ödüllendirilmesi içeride yaşadığımız panik anlarına son verebilir.
Keçiörengücü gibi ligin diri takımlarından birine kendi evinde top göstermeyen bir takımın hak ettiği galibiyet serisi yedi sekiz maçlara kadar yayılmalı. Biz o andan itibaren ligin ortağı olacağız. Bu maçta beni en fazla sevindiren olay Del Valle’nin özgüven patlamasından ziyade Simon’un oyuna girdikten sonra gerçekten sakin, olumlu katkılar yapması oldu. O noktada bir alternatife gerçekten ihtiyacımız var. Mikail de orada ısrarcı bir performans gösterme niyetinde. Hasan Kılıç ve Sinan’ın yerine bazı maçlarda bu iki oyuncuya ilk on bir şansı verilebilir diye düşünüyorum.
Önümüzde Giresun, Tuzla ve Kocaelispor maçları var. Ankara’da oynanan oyunla bu üç müsabakadan da galip gelebiliriz. Üç puanın tek şartı sonuna kadar gitmek olacaktır. En büyük avantajımız duygusal olarak dibe doğru seyreden bir takımı oradan alıp tekrar gökyüzüne baktıran bir hocaya ve teknik ekibe sahip olmamız. Tuncay Şanlı artık bu işi başardığını, bu işi yapabilecek selahiyete sahip olduğunu ispatladı. Mağlubiyetler, sürpriz sonuçlar elbette yaşanacaktır. O noktada da sabırlı davranmak, önümüze bakmak zorundayız.
Yönetimin iki yıldır bazı yabancı transferlerindeki isabetsiz kararları bizi belki de ilk üçün dışında tutuyor. Şu anda tam güç olarak yararlanamadığımız yabancıların yerine takıma yüksek katkı veren futbolcuların olduğunu hayal edince Eyüpspor’un ensesinde olmak işten bile değil aslında. Bunu başarmak için bize doğru yaklaşan bir devre arası ve bir transfer dönemi var. Şayet bütçe aşılmayacak, Sakaryaspor’un geleceği borçlandırılmayacaksa bu transfer döneminde yapılacak iki-üç nokta atışı takviye, futboldaki diğer şartların da elde tutulması şartıyla bizi ilk üçün gediklisi yapacaktır.