Şampiyonluk Yolu
Taner Taşkın’ın bıraktığı yerdeki bitmiş halimiz halen hatırımızda. Tuncay Şanlı’dan sonra durmadan yükselen bir grafiğimiz var. İlk yarının sonuna doğru nispeten daha kolay bir fikstürün de yanımızda olması bizi ilk üçe girecek noktaya getirdi. Şu anda yaptığımız yabancı transferlerin bazılarının yoklara oynamasını düşündüğümüzde, devre arası bütçe aşmamak kaydıyla doğru takviyeler yapabilirsek direkt üst lige yükselmek adına umutlanacağız.
Şanlı için eleştiriler oldu, şüphe duyan taraftarlarımız vardı. Doğruyu söylemek gerekirse ben de temkinliydim. Çünkü daha önce tam anlamıyla rüşdünü ispatlamış sayılmazdı. Ancak bu sefer elde ettiği yenilmezlik serisi ile bu işi yıllarca yapan ve yaşça ondan çok daha büyük olan hocalardan hiçbir farkının olmadığı, hatta o hocaların kimisinden daha iyi yürüttüğü ortaya çıkmış oldu. Duygusal olmamaya çalışarak bu tespiti yapmanın Şanlı’nın hakkı olduğunu düşünüyorum.
Ligi öyle güzel bir yere getirdik ki, rakiplerimizin birbiriyle oynadığı hafta zorlu bir deplasmanı kazanarak 9-12 puanlık bir katkıyı şampiyonluk yolumuza döşedik. Tuzla’nın geçen hafta Bodrum deplasmanından bir puan aldığını hesaba katarsak neyi başardığımız daha iyi anlaşılır. Gelin görün ki bu iyi tablo oyun anlamında öne geçişimize kadar sürdü. Özellikle ikinci golden sonra her zaman yaşadığımız senaryo tekrarladı ve yine top tekniği olarak bizden daha zayıf bir takımdan gereksiz baskı yedik. Direkten dönen topları, yanlış tercihlerden dolayı harcadıkları pozisyonları baz aldığımızda üç puanın biraz da şans faktörüyle birlikte bize geldiğini anlamış oluruz.
Bu ligde attığı şutlarla, bitirici paslarıyla tanınan Sinan Kurt bizde o görüntüsünden uzak oynamaya devam ediyor. İyi niyetle yapmak istediği birçok harekette çabucak bir hata meydana geliyor; ya top eziyor, ya çok isabetsiz bir şut çekiyor ya da akan oyunu durdurarak topu eziyor ve bizi yavaşlatıyor. Bunda biraz fazla özgüvenin de tesiri olabilir ama kimi anlarda tekte oynamayı, çabuk duvar pası yapmayı da başarmak gerek. Sinan Kurt bunu bilmeyen bir oyuncu olamaz, ama mental olarak daha çok işlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Dino ikinci yarı oyuna girdi fakat ona gelen toplarda kronik halsizliğini ortaya koydu. İkinci yarı kendi sahamızda paniklememizin bir sebebi Dino’nun rakip için bir tehdit oluşturamamasıydı. Kasongo’nun yokluğunda bizi önde tutacak bir golcüye o kadar çok ihtiyacımız var ki. Tuncay hocanın Rotman ve Mikail’i oyuna geç sokmasının da verdiği temposuzluğumuz Tuzlaspor’u hepten cesaretlendirdi.
Burak Süleyman birkaç haftadır önde gerçekten iyi iş çıkarıyor. Bu rolü geçen sezon da üstlenmek zorunda kalmıştı. Yine başarılıydı ama onun bu başarısı yönetimin aynı hatayı iki sezon üst üste tekrar ettiğini de göstermiş olmuyor mu? Kadro derinliği ile harcanan para birbirini tutuyor mu? Bunu tartışmamız gerekir.
Del Valle, Roshi takımın en iyisi olmaya devam ediyor. Hasan Kılıç toparlanmış durumda, Murat Cem yine krtik anda sakin kalarak asistini yaptı. Cem’in geriye yaptığı koşular da dikkat çekici. Savunmada ara ara hatalar olsa da geçen yıla göre daha çok güven veren bir görüntümüz var. Donkor’un takıma katılmasıyla orada bir güç elde ettik.
Ve geldik sisli bir Adapazar akşamında Körfez’i ağırlamaya. Gerçekten zor bir maç. Oyunda diri kalmak ve sonuna kadar oynamak açısından Kocaelispor bizden bir adım önde. Kanatlarımızın şu anda ateş halinde olması ve on maçlık yenilmezlik serimiz bizim artı yanımız. Kocaelispor daha istekli bir oyun ortaya koydu bugüne kadar ama bu onlarda bir savrukluk ve panik hali de yaratıyor. Biz onlara göre daha yavaş atağa çıkıyoruz ama ne yaptığını daha çok bilen tarafız. Kasongo’nun döneceğini varsayarsak Burak Süleyman’ın bu maçta Sinan Kurt’un yerine, ortada oynamasının Sakaryaspor’un beklenenden rahat kazanmasını sağlayacak sihirli dokunuş olabileceğine inanıyorum.