1. Haberler
  2. Haberler
  3. Zedelenen güven bağları siyasal alanda onarılır

Zedelenen güven bağları siyasal alanda onarılır

featured

Zedelenen güven bağları siyasal alanda onarılır
‘28 Şubat Özel’ başlıklı söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 7’inci sezonunun ilk konuşmacısı
olan Eski Bakan Yardımcısı ve Eski Milletvekili Dr. Cengiz Yavilioğlu, “Siyasal alanı
daraltan ya da yok eden darbelere karşı topyekûn tavır almak gerekir. Çünkü siyasal alan
olmazsa çözümler siyaset dışı alanlarda aranır” dedi.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın
7’inci sezonu, Eski Bakan Yardımcısı ve Eski Milletvekili Dr. Cengiz Yavilioğlu’nun konuşmacı
olduğu söyleşi ile başladı. ’28 Şubat Özel’ başlıklı söyleşinin moderatörlüğünü Sakarya Sosyal ve
Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Mehmet Alper Cantimer
üstlendi. Söyleşide; 28 Şubat 1997’de yaşanan postmodern darbe süreci, mağduriyetler, din ve
inanç özgürlüklerine yönelik kısıtlamalar ve adaletsiz uygulamalar konuşuldu. Programın tamamı
üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.
Mücadelemizi meşru çerçevede sürdürdük
28 Şubat postmodern darbesinin ileri sürülen en önemli gerekçesinin irtica olduğunu kaydeden
Eski Bakan Yardımcısı ve Eski Milletvekili Dr. Cengiz Yavilioğlu, “İmam hatip okulları irtica ile
bağlantılı hale getirilmişti. Burada okuyan öğrenciler tırnak içerisinde ‘irtica’ suçunu işleme
meyilli insanlardı. Gayrimeşru olarak tanımlanan bir alanda eğitim görüyorlardı. Ben ve eşim de
imam hatip lisesi mezunu olduğumuz için darbe sürecinde akademisyen olduğumuz üniversiteden
atıldık. O dönem Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ndeydik. Arkadaşlarımız arasında Milli Eğitim
Bakanımız Prof. Dr. Yusuf Tekin ile birlikte şu anda farklı üniversitelerde rektörlük yapan
arkadaşlarımız vardı. Biz mağdur edilen gençler olarak hiçbir zaman devletimize karşı şiddet
içeren eylemlerde bulunmadık. Mücadelemizi meşru ve demokratik çerçevede sürdürdük. Bunun
sonucu olarak az önce zikrettiğim makamlara kadar gelebilme imkânına kavuştuk” diye konuştu.
Ciddi baskılar yapıldı
Üstenci ve elit bir kesimin kendisini devletin sahibi olarak gördüğünü vurgulayan Yavilioğlu, “Bu
kesimin imam hatipliler ile Anadolu kültürü ve değerleriyle yetişen insanlara karşı ötekileştirici,
dışarıda bırakıcı ve üstenci bir tavrı söz konusuydu. Bu bakış açısı nedeniyle postmodern darbe
sürecinde sadece insani yönden değil ekonomik, sosyal, hukuki ve kültürel yönlerden de ciddi
kayıplarımız oldu. Ben doktora tezimi ekonomik kalkınmada sosyal, kültürel ve motivasyonel
etkilerin incelenmesi üzerine yazmıştım. Tabi işin içinde kültür olunca din faktörü de giriyor
ancak dünya üzerinde çok farklı dinler var. Öyle bir paranoya hali söz konusuydu ki tez
savunmamda konu din başlığı üzerinden Hizbullah’a getirildi. İrtica üzerinden eleştiriler almaya
başladım ve 4 saat süren savunma sonucunda tezim reddedildi. Biz bunu mahkemeye taşıdık ve
temyiz süreçlerinin ardından bilirkişi gösterilen 3 profesörün incelemesiyle tezimin bilimsel katkı
sağlayacağı ifade edilerek kabul edildi. Bunlar sadece benim başıma gelenler. Başı kapalı olduğu
için derslere alınmayan arkadaşlarımız vardı. Örneğin Kütahya, Kırıkkale ve Van gibi şehirlerde
bu kardeşlerimize ciddi baskılar yapıldı. Tez konularında dahi hangi konuların irticaya girdiği ve
çalışılamayacağı, hangilerinin çalışılabileceği söyleniyordu.”
Devletle güven sorunu oluştu
Başörtüsü taktıkları için ikna odalarına alınan öğrenciler olduğunu belirten Yavilioğlu, “Hiçbir
şekilde insani olmayan bir tutumla zorlanıyorlardı. Bunlar ülkenin ciddi bir kaybı. Devlet bu
öğrencilere faydalı olmaları için ciddi para harcıyor. Ama darbeciler bu yetişmiş insanları koparıp
attılar. Buna maruz kalan toplumsal kesimlerin ise devletle arasında bir güven sorunu ve sosyal

T.C.

SAKARYA UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ

İletişim Koordinatörlüğü

kopuş ortaya çıktı. Uzun yıllar yan yana yaşamış insanların sağcı, solcu, laik ve anti laik diye
ayrılması sonucunda yakındakiler uzaklaştırıldı. Hâlbuki devletin yapması gereken şey ilgili
mevzuatları kesimleri yakınlaştıracak şekilde oluşturmaktır. Duygusal kopuşla ortaya çıkan
‘ötekiler’ kesiminin devletle ve toplumun diğer kesimleriyle yeniden irtibat kurmasını sağlayacak
alan siyasal alandır. Bu nedenle siyasal alanı daraltan ya da yok eden darbelere karşı topyekûn
tavır almak gerekir. Çünkü siyasal alan olmazsa çözümler siyaset dışı alanlarda aranır hale gelir.
Demokratik bir tartışma ve diyalog ortamında tüm taraflar fayda elde eder. Darbeler ise herkese
zarar verir” ifadelerini kullandı.

Zedelenen güven bağları siyasal alanda onarılır
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sakarya Son Dakika Haberleri - Sakarya'nın Gündemi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!